Türkiye’nin son 30-40 yılının toplumsal ve siyasi hayatında önemli bir yer tutan “İslami hareket” üzerine yapılan birçok çalışma mevcuttur. Bunların önemli bir kısmı 1980 sonrası süreçte bu insanların geçmiş iddialarının aksine sekülerleşerek “mevcut düzene” entegre olduğu veya sisteme uyum sağladığı tezi üzerine kuruludur. Bununla birlikte hatırı sayılır bir literatür ise “mevcut düzende” iş görmenin İslami kimlik için geçmişten beri süregelen bir özellik olduğunu vurgulamaktadır. Ekonomi, siyaset, hukuk, ilim alanlarının modern versiyonları ile İslam arasında dini açıdan “meşru” sayılan ilişkiler kurulabildiğinin örneklerini sergileyen bu çalışma, sekülerleşme vurgusu taşıyan anlatıları şüpheli kılmaktadır. Özellikle 1970’lerde Milli Nizam Partisi çatısı altında siyasi bir organizasyona da bürünen bu yapının, gerek parti programlarında gerekse aktüel siyaset içerisinde “bugünün içinden” konuşarak bir yol çizmesi ve bunu İslami referanslarla tahkim etmesi, boz
...
Devamını oku
ÖZ ELEŞTİRİ NEFSİ MUHASEBE ETMEK
İslami düşünce
kültürü nefs-i emmare ile mücadelede nefs-i levvâmeye bir nevi otokontrol
görevi yüklemektedir. Otokontrol, insanın duygularına, düşüncelerine ve
davranışlarına hakim olmasıdır. Duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol
altında tutan ve onları aşırıya kaçmalarına müsaade etmeyen kişi, kendisini
gerçekleştirmiş, kişiliğini geliştirmiş ve ahlaki olgunluğa ulaşmış demektir.
Bu bakımdan duyguların temiz olması çok önemlidir. Nitekim Hz. Peygamber
“ameller niyetlere göredir, her kes için niyetinin karşılığı vardır…”610 demek
suretiyle bu gerçeğe dikkatleri çekmektedir. Çünkü bir düşünce olan niyet
duygulardan etkilendiği gibi, davranışlar da düşüncelerden etkilenmektedir.
Özeleştiri, düşünsel bir
arın ...
Devamını oku